Peeling Yapmak Gerekli mi?
Fiziksel VS. Kimyasal Peeling
Çeşitli avantajları ve dezavantajları konuşulan ve herkesin bir peeling aracına ihtiyaç duyma gereği hissettiği günümüzde gerçekten cildimize "peeling yapmamız gerekir mi?" bunu konuştuk ^-^
AHA | BHA | PHA asitleri rutinlerden eksik olmazken, bazılarımız keseleri, şeker peelinglerini eksik etmez, bazılarımız da kati suretle onlardan uzak dururken, gelin bu peeling çeşitlerinin avantajlarını ve dezavantajlarını konuşalım ve hangi cilt hangi peelingden faydalanmalı, hangi şartlarda kullanılmalı bunu inceleyelim
👩🔬
✨ Peeling yapmak gerekli mi?
✨ Hangi tür peelingler hangi ciltler için uygun?
✨ Fiziksel Peeling mi? Kimyasal Peeling mi?
✨ Avantajları & Dezavantajları
Hyaluronik Asit
Cildimiz canlı katman (epidermis) ve ölü katman (stratum cornum) olmak üzere iki temel katmandan oluşur. Stratum Cornum’daki ölü hücreler yaklaşık her iki haftada bir yenilenmektedir ve cilt bariyerini oluşturarak epidermisi çevresel faktörlerden korumaktadır.
Bu yenileme işlemi küçük yaşlarda ideal bir düzende ilerlerken, çevresel faktörlerle (kirlilik, UV hasarı, DNA hasarı vb.) birlikte ilerleyen yaşlarda olması gerekenden daha düzensiz işlemeye başlayabilir. Bu durumda solgun, eşit olmayan renk tonuna sahip, pul pul dökülen bir cilt oluşur. Ölü deri fazlası aynı zamanda gözenekleri tıkayarak siyah nokta, milia ve akne oluşumuna da neden olur.
Düzenli olarak peeling yapılarak, cilt bariyerine zarar vermeksizin olumsuzluklara neden olan ölü derilerden kurtulmak gerekmektedir. İki tür peeling yöntemi vardır:
1) Mekanik olarak bir alet yardımıyla yapılan fiziksel peeling ve
2) Enzimler/asitler yardımıyla yapılan kimyasal peeling.
Serbest radikal hasarına karşı antioksidan özellikleri ve
anti-inflamatuvar özellikleri olsa da, bu özellikleri daha kuvvetli
aktif içerikler olduğu için hyalüronik asidin en temel özelliğinin
nem tutmak olduğunu söyleyebiliriz.
━ Moleküler Yapısı Ve Özellikleri ━
HA, vücudumuzda en çok ciltte, sonrasında çeşitli organlarda, kıkırdaklarımızda ve kanımızda bulunan bir moleküldür. HA içeren ürünler, vücudumuzda hali hazırda bulunan bu molekülü farklı doğal kaynaklardan temin ederek dışarıdan destek sağlamak amaçlıdır. HA’nın yaşam döngüsü kanda 3-5 dk, ciltte yarım gün, kıkırdakta 1-3 hafta arasıdır. Cildimizdeki (dermiş) temel yapı taşlarından olan HA azaldığında solgun ve kırışık görünüm de artar.
Bunu takviye ettiğimizde ise daha doygun bir görüntüye kavuşabiliriz. Nem tutma özelliğine sayesinde ince kırışıklıkların görünümünü kullanıldığı süre boyunca azaltıcı etkisi bulunuyor.
Hyalüronik asit hidroskopik yapısı sayesinde etrafındaki suyu çeperine çeker ve bulunduğu yeri nemlendirmeye yardımcı olur. 1 gram HA molekülü 6 litre- yaklaşık olarak boyutunun 1000 katı su tutma kapasitesine sahiptir. Bu özelliği nedeniyle bilinen en iyi humektan (nem tutucu) maddelerden biridir.
Sözlük
Hidroskopik: Bulunduğu ortama nem çeken.
Bu sayede etrafından suyu çekip içinde bir nem tutmaya başlıyor. Ve daha doygun, yani şiştiğini düşünün bir balonun, bulunduğu yeri ittirdiği için daha doygun daha parlak bir görünüm sağlanmasına yardımcı oluyor.
Dolayısıyla azaldıkça bunun eksiklerini dışarıdan da görmeye başlıyoruz. Bunu yapabildiği katmanlara göre gidebildiği katmanlara göre ya da aslında çalışma ve karizmasına göre farklılıkları olan türleri var aslında.
Yani biz hep yani hyalüronik asit diye duyuyoruz ama ürünün arkasını çevirip baktığımızda farklı İsimlerde bunu görüyoruz. Bu isimleri biraz tanıyalım. Hangisi ne işe yarıyor öğrenelim.
━ Hyalüronik Asit Türleri ━
Her hyalüronik asit aynı değildir. Boyutlarına ve türevlerine göre cildin farklı katmanlarına yerleşme ve farklı kapasitelerde nem tutma özellikleri vardır. Maddelerin moleküler ağırlıkları azaldıkça (eş deyişle moleküler yapıları küçüldükçe) cildin daha alt katmanlarına penetre edebilirler (tutunabilirler).
Hyaluronic Acid: Yukarıda bahsettiğimiz tüm özellikleri içeren asıl madde.
Sodium Hyaluronate: HA’in türetilmiş bir versiyonu olan sodyum hyaluronate da HA’ya benzer şekilde işlev gören bir humektandır. Tuz formunda olduğu için daha alt katmanlara kolaylıkla işleyebilir ve daha ucuzdur.
Hydrolyzed Sodium Hyaluronate: Sodyum hyaluronatın moleküllerini minik parçalara bölüyorlar, bu da düşük moleküler ağırlığa sahip olup daha kolay penetre etmesini sağlıyor.
Hydroxypropyltrimonium Hyaluronate: Bu molekül diğer molekkülere göre biraz daha farklı çalışıyor. Alt katmanlara inmektense yüzeyi bir film şeridi gibi kaplıyor.
Super Hyalüronik Asit (Sodium Acetylated Hyaluronate): Bildiğimiz hyalüronik asidin molekülleri ile oynamışlar, suyu çok seven bazı molekülleri çıkarıp yerine suyu kısmen seven kısmen sevmeyenleri koymuşlar. Bu sayede bir kısmı suya tutunurken bir kısmı da cildimizde hücrelere daha rahat tutunabiliyor, çapa gibi görev görüyor. Daha az yapışkan bir his vererek daha çok nem sağlıyor. Bu yüzden de Super Hyalüronik Asit olarak da anılıyor. (Sentetik olan her şey kötü değil görüyorsunuz değil mi? ☺️)
Ascorbyl Propyl Hyaluronate: C vitamini ile karıştırılmış bir molekül.
Eşit renk, aydınlatma ve dolgun bir cilt görünümü sağlamaya yarar sağlıyor.
Hydrolyzed Hyaluronic Acid: Hyalüronik asit moleküllerini minik parçalara bölüyorlar, bu da düşük moleküler ağırlığa sahip olup daha kolay penetre etmesini sağlıyor.
Sodium Hyaluronate Crosspolymer: Moleküler yapı olarak çapraz bağlı, bu sayede normalden 5 kat daha fazla be uzun sürede nem tutabiliyor.
Peki Hyalüronik asidin farklı türevlerinin olmasının avantajları neler?
Hyaluronik asidin farklı türevlerinin olması onu daha alt katmanlara işleyebilmesini sağlıyor. Farklı becerilerde olan birden fazla molekülün olmasını sağlıyor. Dolayısıyla üründe amaçladığımız nem tutma kapasitesinin performansını oldukça değiştiriyor.
Kimler Kullanmalı?
Kullanırken ve Ürün Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?
Hyalüronik asit zaten vücudumuzda bulunan bir moleküldür ve dışarıdan kullanıldığında herhangi bir reaksiyon yaratma/irite etme riski yok denecek kadar azdır. Her ne kadar “asit” olarak anılsa da ciltte iritasyona neden olmayan, her cilt ve yaş grubunun rahatlıkla kullanabileceği bir maddedir.
Nemsizlik ve yağ dengesi iki farklı sorundur. Nemsizlik hem yağlı ciltler için hem de kuru ciltler için ortak bir sorundur. Bu nedenle her iki cilt tipi için de humektanlara ihtiyaç vardır. Yağlı ciltler daha sıvı ve hafif formülleri tercih ederken, kuru ciltler daha yoğun kremsi formülleri tercih edebilir. Doğru ürün seçildiğinde hyalüronik asit her iki cilt tipi için de uygundur. Bazı humektanlar seboreik dermatit ve fungal aken gibi mantar kaynaklı cilt sorunlarında tetikleyici olabiliyorken (gliserin örn) hyalüronik asitin böyle bir sorunu da yoktur. Aksine seboreik dermatitte tedavi amaçlı kullanılabileceğini gösteren çalışmalar bulunuyor.
Çok Kuru Ciltler
Hassas Ciltler
Rozasea
Seboraik dermatit
Fungal Akne
HA içeren bir ürün kullanılacaksa; içeriğindeki HA moleküllerinin cildin farklı katmanlarına ulaşabilecek farklı moleküler boyutlarda, çeşitlilikte ve formülasyonda olması gerekir. Cildin her katmanının moleküler geçirgenliği ve yapısı farklıdır. Eğer bu açıdan yetersiz bir ürün ise ve çok nemli bir iklimde değilseniz HA molekülü diğer katmandan su çekerek cildin nemsiz kalmasına neden olabilir.
Ürünün isminde multi-moleculer HA, low weight HA, 5 çeşit HA gibi beyanlardan veya içerik kısmından tek tek tespit ederek anlayabilirsiniz. Ancak çoğunlukla farklı çeşitte ve moleküler ölçekte HA kullanmak yerine sodyum hyaluronate’ın etkin formüle edilmeye çalışıldığını görebilirsiniz. Farklı humektanlar kullanmak da benzer şekilde farklı katmanlarda nem tutma işlevini görebilir. Bir ürün alırken ürünü bu açıdan değerlendirmek mantıklı olacaktır.
Harika özelliklerinin yanında, bazı çok vurgulanmayan özellikleri de var. Bir hyalüronik asit ürünü kullanıp kullanmamaya karar verirken ve ürün seçerken göz önünde bulundurmamız gereken şeyler şu şekilde;
• Çevreye göre performans göstermesi:
HA’nın çok kuvvetli bir nem tutucu olduğunu söyledik. Moleküler özelliklerine göre yerleştiği katmandan (daha alt/iç katmanlardan veya üst katmanlar/dışarıdan kendine çekecek nem arayışında olacaktır. Eğer dışarıdan istediği nemi yeterince sağlamazsak, cildin alt katmanlarından nem çekerek bulunduğu yeri nemlendirirken o katmanı nemsiz bırakma riski yaratabilir. Bu nedenle havada nemin fazla olduğu bir ortamda uygulanması gerekir. Nemli bir iklimde olduğunuzu düşünebilirsiniz ancak havadaki nem oranı genellikle hyalüronik aside istediği nemi sağlamakta yetersizdir. Bu nedenle öncesinde nemlendirici bir tonik kullanarak, duştan sonra banyo gibi veya nem cihazı çalıştırılmış bir odada uygulamak mantıklı olacaktır.
Bununla birlikte bir HA ürünü kullanıldığında, tutmak istediği nemi verecek ve bu nemi cildin en üst katmanında bir film şeridi olarak içeriye mühürleyecek oklüzif ürünü de kullanmak gerekir veya tek bir ürünün bu işlevlerin tamamımın olması gerekir.
• Kısa yaşam döngüsü:
HA’nın yaşam döngüsü kanda 3-5 dk, ciltte yarım gün, kıkırdakta 1-3 hafta arasıdır. Bu demek oluyor ki sabah rutinizde bir hyalüronik asit ürünü kullanarak cildinize sağladığınız nem, akşama işlevini kaybetmiş olacaktır. Bu nedenle neme ihtiyacı olan ciltlerin hem sabah hem de akşam rutininde düzenli olarak ve bahsettiğimiz özelliklere uygun şekilde ürün kullanması sürekli olarak verimli sonucu almasını sağlayacaktır.
Sonuç olarak hyaluronik asiti, türlerini, nasıl kullanılabileceğini ve ürün seçerken nelere dikkate etmemiz gerektiğini öğrendik.
✦ Şimdi Gelelim bahsettiğimiz özellikler ile en uyumlu olan ürünlere ✦
➜➜➜➜
